Trabzon Taraftarından açık mektup

Bu yazılanlar size tanıdık gelecek.Kimse bu güne kadar bizim çektiklerimiz yazmadı.Zaten olaylar bundan oluyor. Beykoz taraftarı , Karagümrük taraftarı , Üsküdar Taraftarı, Sarıyer Taraftarı dayak yerken yazan çizen yok ne zaman Süperlig takımlarına orantısız güç kullanılıyor baş sayfada.
Biz onlar gibi olmayıp her çekilen orantısız güç fotoğrafını,1 satır yazıyı yazacağız.

“İnsan olmayı sorguluyorum sadece

Hayatımda gittiğim ilk deplasman maçıydı. Her şey güzel başlamıştı. Trabzon’dan tamamen kendi imkânlarımız ile güle oynaya yola koyulduk sabahın 5’inde. Sabahın erken vaktinde bizi uyandırması, bize neşe vermesi için çaldığımız ve dönüş yolculuğunda da çalmayı umduğumuz kolbastı ile yola koyulduk. Yolda kimi yerde mola verip flamalarımızı, bayraklarımız açıp kendimizi gökyüzünün kollarında bulduk. Yol boyunca oluşan neşeli ve umut dolu atmosfer ile kendimizi Sivas şehrinin girişinde bulduk. Daha önce “misafir takım için satılan” ve “Sivasspor’un gişelerinden” temin ettiğimiz biletler ile stadyumun yolunu tuttuk. Takımımızı destekleyebilmek adına duyduğumuz heyecan, kendi umutlarımızla birleşip stadyumun kapısına kadar ayaklarımız havada götürdü bizi. Stadyumun kapısına vardığımızda ilk şoku yaşadık; Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırlarında olan bir etkinliğe, nüfusunda Trabzon yazanların alınmayacağı,

-Trabzonlular içeri giremeyeceksiniz bekleme yapmayın şeklinde nazik(?) bir ifadeyle bize bildirildi. Hayatımda hiç bu kadar şaşırmamıştım, yıllardır kitaplardan okuduğum Hitler, Mussolini hayata bakış biçimini karşımda bulmuştum. Kendi ülkemde, sahip olduğum kimliğim nedeniyle, bir etkinliğe katılmamı “bazıları” yasaklamıştı. Derken beklenmedik bir şey oldu, polisler ellerinde cop ve biber gazlarıyla (sonradan öğrendim biber gazı olduğunu o sıktıkları şeyin) insanların arasına daldılar. Ben arkada olduğum için, olayları kalabalığın beni ezmemesi için kaçmaya başlamadan önce yaklaşık bir 5 saniye izleme fırsatı buldum. Polisler copları insanların yüzlerine, karın boşluklarına, boyunlarına aklınıza gelebilecek neresi varsa oraya doğru savurarak; kadın, yaşlı, çocuk demeden “acımasızca” savurarak müthiş bir hızla ilerledi. Yere düşenler bile kendisini kurtaramadı bu darbelerden. Kendimi diğer bir grup polisin içine atarak bu “orantılı güç” gösterisinden(!) sakındım kendimi. Saçı başı dağılmış kadınlar, üstü başı kir pas içinde kalmış çocuklar, kafası kanayan insanlar…Olaylar esnasında balkonlardan bizim dayak yememize “gülen” çok sevgili Sivaslı dostlarımızı da burada bir kez daha saygı ile andığımı belirtiyorum.

Spor yorumu falan yapmayacağım, Sivasspor’un şampiyonluğunu şimdiden kutlarım. Sahada olan olaylarla maalesef bir alakamız olamadı. O kısmı maçı izleme şerefine nail olan arkadaşlara bırakıyorum. Bizi orda gerçek manada “yalnız” bırakan yönetimimize, başkanımıza teşekkür ediyorum. Kimseden ne para ne kayrılma ne de ufak bir çıkarımız olan bir şey istemedik istemeyiz de. Kimliğimizde “Trabzonspor” yazıyorsa ve biz bu yüzden parasını verdiğimiz bir şey için resmi yoldan “gasp ediliyorsak” ve orda polis hala aklıma geldikçe gözlerimi yaşartan “yürüyün lan yürüyün” diyerek taraftarı silah zoruyla korkutma çabalarına giriyorsa ve benim babam, annem, dayım, halam, eniştem “mühim biri” değilse orda bizimle kim ilgilenecek? -Bizim orda ki kimliğimiz tıpkı her yerde olduğu gibi Trabzonspor zira.- İlgilenmekten kastım sadece şu, başkanımız 1(bir) tane kameraman alıp o taraftarın yanına gelse, orda ki kadın, erkek, genç, yaşlı sayıları 600 civarında olan kişi dayak yemese çok bir şey mi yapmış olurdu kulübümüz? Benim derdim ne para ne o kadar gittiğim yol ne de başka maddi bir olgu… O polisin “yürüyün lan yürüyün” diyerek hepimize insanlık dışı muamele yapması hem de ne için? Anayasal hakkımızı engellediklerini kendilerine hatırlatmamızdan dolayı. Şu anda tek istediğim şey yıllardır her şeyimin önüne koyduğum, her zaman canım olan kulübümün beni ve arkadaşlarımı yapılan bu muamele karşısında yalnız bırakmaması. N’olur bir kere ulaşın halimi hatrımı sorun, nasıl olduğumu sorun, canımı sıkan bir şey olup olmadığımı sorun. Lütfen büyük kulübüm lütfen…”

Haberdar olunan ve araklanan yer: http://demirgibiyiz.blogspot.com/2009/04/deplasman-ama-her-manada.html
Share on Google Plus

About Semt Aşığı

This is a short description in the author block about the author. You edit it by entering text in the "Biographical Info" field in the user admin panel.
    Blogger Comment
    Facebook Comment

2 yorum:

  1. Memlekette futbolu sevdirmemek, kitleyi soğutmak için ellerinden her ne geliyorsa yapıyorlar! Anayasada devletin, spor özendirmek için gerekenleri yapacağı yazıyor halbuki...

    YanıtlaSil
  2. yakında ben vur emri falan çıkmasını bekliyorum.

    YanıtlaSil