Geçen hafta Tokat dönüşü binbir tövbe ettiğimiz deplasman yolları,Buca 'nın yeni stadının cazibesiyle tekrar bize mesken oldu.Başımızın üstünden döndürüp kırdığımız ekmekleri güvercinlere verdik.Cumartesi akşamı saat:21.00 'da burdanda duyurduğum gibi sevgilimizle buluşmak için toplandık.Dernekde hatırı sayılır bir kalabalık vardı.Sadece 1 otobüsün olacağı 2. otobüsün garanti olmadığı haberiyle o kalabalığı görmek beni bir hayli üzmüştü.Derneğin o karanlık merdivenlerinden elinden oyuncağı alınmış bir çocuk gibi başım önde inerken,Vural Başkanın konuşma yapacağını ve dernek salonunda toplanmamızı rica ettiler.
Bu İzmir,Bursa yolculukları için Feribot çok önemlidir.
Öyle iğrenç müzikler çaldı ki bir daha Mesudiye otobüsüne binmek mi tövbe.
Sabaha karşı gerçek anlamıyla aramızda bayılanlar olmuştu.Zira bu fotoğrafdan insanın nasıl haberi olmaz.
Artık karnımız acıkmışdı.Birşeyler yemeliyiz.Deplasman yolculuğunun yemek yiyeceği dünyanın en iğrenç dinlenme tesislerinde iğrenç ezogelin veya mercimek çorbası.Abilerimiz sağ olsun bu böyle olmadı.Peynir,zeytin,dometes,ekmekle bir kahveye oturup kahvaltı yapacağımızın hayalini kuruyorduk ortak koalisyon yapıp.Manisa da durduk otogarın tam karşısında 45 dk. yemek molası verdik.Yine abilerimiz sağ olsun deplasman ruhuna aykırı hareket etmedi ve çorba içtik.Ne yalan söyliyim 2 tabak yedim.Bir mercimek bir ezogelin.Tabii bir deplasman klişesi daha okey.Yine dünyanın en iğrenç kahvelerinde en iğrenç çayları içmeye devam ettik.
Sonunda Buca'ya gelmişdik.Aslında kendimizi Buca'ya geldik sanıyorduk.Çünkü Yeni stadda oynanacaktı maç yani Evka-1 'de dere tepe tırmanmaya başladık.Stada gider tabelalarını Alayına gider olarak değiştirmek lazım diye düşünürken.Artık " Evka Tayfa " gibi yazıları görmeye başladık.
-Abi burda Beykoz yazmıyor ya şu an
-Evet Yazmıyor.
-İşte hep sen evdeki sprey boyayı getirmiyorsunda ondan.
Stadın önünde durduk otobüs soteye kaçtı bizi stadın orta yerine bıraktı saat sabahın körü.Bazı ağabeylerin akrabaları geldi aldı.Kahvaltıya gittiler.Bekledik bizide çağırsınlar ama son gaz pati çekip toz içinde bıraktılar bizi.Gidip biraz sıcak birşeyler içelim bir poğça bişeyler kopartalım diye düşünürken.STA geliyordu uzakdan.Bu STA aslında Man in Black den alıntı biraz açılımı Siyah Torbalı Adamlar. Man have black bag de diyebiliriz. Bu adamların gelişini kör olsanız bile bilirsiniz. 10 larca dolu tenekenin birbirine vurması veya Sallanan şişelerin birbirine vurması bu adamların 2 temel sesidir.Yaşları genellikle küçüktür ama kesinlikle kahramandırlar.Keskin hafızaları en dikkat çekici özelliklerindendir.Hiç bir Ağabey'in kredi kartı şifresini unutmazlar.Lafı fazla uzatmayayım stadın olduğu yere halı saha yapmışlar onada tribün yapmışlar.Lafı uzatmayalım dedim ama halı sahayı tanıtmam lazım.Halı saha hemen stadın altında tribün girişlerine çok yakın .Burası bir spor vadisi daha çok proje var fakat beleş tepeden geçilmiyor.O kadar beleş tepe varken içeri nasıl insan giriyor anlamadım.
E:Bu halı saha Sunni çim mi? Alevi çim mi?
D:Yok artık!
T:Şii çim bunlar.
D:Peki.
E:Belki de "He" 'dir. "She,He,it" köpek saha.
T:Yakala ya valla yeter.
D:Gel buraya.
E:(Topuk)
STA 'dan koptuk.Kısacası sabahın köründe biralar geldi.Zaten yol boyunca eşlik etmek adına 2 kuzu indirmiş bir insanım sabah sabah pek takılasım yoktu.Ben hani ağlasam bira istiyorum diye o espirilerden sonra kimse bana bir yudum bile vermezdi.Yukarda Digiturk yazan bir yer gördük.Digiturk demek Kahve demek,Kahve demek çay okey demek.Ben işin çay poğça kısmına tav oldum oraya yönlendim.Şimdi dedim burayı bizden kimse keşvetmemişdir huzurla yaşarız.
Artık içeri gireriz düşüncesiyle kahveden çıktık.Daha vakit olmasına rağmen pankart falan işleri var düşüncesiyle özellikle.Kontrol noktasını çok ileride kuruyorlar aranmadan içeri girmek kolay.Biz sabah çok özgür dolaşdığımız için çimen mimen dalıp gidiyoruz."Argadaşım buradan gıriş yasağ" şekliyle karşılaşıyoruz.Otoparkda bizimkiler piize devam ederken Kamil amcalar geliyor.Yoğunlaşmaya başlayınca Bucalı bir arkadaşım bize yaklaşdı.Biz kahvedeyken Hoşgeldinize gelmişler halbuki haberim yok.Bu arkadaş dediki burda kimseye iş olmayın yukarda park var gelin orda içelim.Kopuk kalabalıklar yürümeye başladık.Havada Green Street Holigans kokusu vardı.Kapşonlu bir sürü adam parkta çarpışmaya gidiyor gibiydik.Pusu mu var acaba demedimde değil hani.
Stada girdik bilet işleri çözülürken pankartı açtık asarız falan ayağına girdik içeri.25m pankart çok zor bir yere astık.Yüksekden düşme ihtimali vardı.
T:Gerdirsene lan.
A:Gergin ya
T:Bak tutuyorum seni dikkat et.
A:Olur.
T:Düşme sakın.Bak ölünü döverim düşersen.
Memur:Korkuyorum bide hepiniz sarhoşsunuz.
E:Ne sarhoşu ya.Ben hayatta içmem.
Memur:Bilmiyorum artık.
E:Deplasmana geliyoruz diye hemen alkolikmiyiz?Ben 5 vakit namaz kılan Rahmani bir adamamım. (Yalllaaaan)
Memur:Kusura bakma.
Tribün de ki olayları ben anlatmıyım resimler konuşsun.
Dönüş yolu herzamanki gibi eziyet maçda yenilmişiz zaten.Kavuşma özlemide var işin içinde.Çorbadan nefret eden bünyemiz artık çorba diye ağlama noktasındaydı.Bir kamyoncu lokantasında durduk. Hayatımda çok zor şartlarda kaldım çok kötü yemekler yedim ama böyle bi koku ilk defa duydum.Allah 'dan çokoprens keşfedilmişde ölmedik yolarda.
Feribotta pankartı açtım astım bi kardeşimle başkanın bi dövmediği kaldı ama deydi.
Saat: 02.00 gibi Beykoz'a indik.Ben gecenin bir yarısı evine ulaşamayan arkadaşlarımı bıraktıkdan sonra evime 03.30 da ulaşmışdım.
(Not:Başlıkda bilerek Buca yerine Boca yazdım sarı-laci Boca Juniours gibiydi.)
Evimi ocağımı , Yuvamın sıcağını , Yarimin kucağını bıraktım.
Çok uzun oldu galiba kimse okuyup yorum yazmadı :)
YanıtlaSilBen anca okudum valla ama uzun olmasına rağmen son derece keyifli okudum, ellerine sağlık kaptan. Nice güzel deplasmanlara...
YanıtlaSilüstadım sağolasınız.Körfez deplasmanına tek Kılıç Balığı olarak gidicem gibi gözüküyor.onada bişeyler karalarız :)
YanıtlaSilBu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YanıtlaSilher deplasman ayrı bir macera, her deplasman ayrı bir çile ayrı bir cefa ama o kutsal arma ve forma uğruna kimse şikayetçi olmadan -10 saat ayakta gidenler dahi- bir deplasmanı geride bıraktık. her deplasman sonrası "ya bida gitmem"desekte perşembe gününden kıvıl kıvıl nasıl gidicezlere başlıcamızı bile bile...
YanıtlaSilama tüm türk insanının ortak karekteri değilmidir, mesela... "davos benim için bitmiştir bi daha da davosa gelmem"
güzel bir yol yazısı olmuş, eline sağlık, takipteyim.
YanıtlaSilpeki ozaman körfezide yazalım :)
YanıtlaSilEline sağlık hocam,bi ara pause vermiştim geri döndüm.Yorumlarada başladık... :)
YanıtlaSil