Necmi Mutlu Beykoz'a transferi

http://dinyakoskrampon.blogspot.com.tr/2014/05/necmi-mutlu-besiktasla-dolu-gecen-bir.html

Yazının tamamı yukarıdaki linkte. Beykozla ilgili bölümü koyuyorum sadece. Eskiden semt takımı nasıl idare ediliyormuş.
Yirmi yaşına kadar Kadırga’da oynayan genç kaleci 1955’te İstanbul Profesyonel Liginin istikrarlı takımlarından Beykoz’a transfer oldu. Bu transferin öyküsünü şöyle anlatıyor: “O zamanlar futbolcular üç ay tatil yapıyordu. O arada yazlık maçlar başlıyordu. Ben o maçlarda oynarken baktılar iyi oynuyorum aldılar beni. Çubuklu’da bir maç yapmıştık. Beykozlu idarecilere ‘Kadırga’da iyi bir kaleci var,’ demişler. Beşiktaş’ta haf olarak oynayan Nusret Abi Beykozluydu. O bizim yazlık takımda oynuyordu.  Eşref’in çok iyi arkadaşıydı. O da tembih etmiş. Sadettin Arseven, Bahadır Olcayto gibi Beykozlu idareciler gelip seyrettiler. Beni çağırdılar, gittim. Gittim ama yüzüme bakmıyorlar. Bahadır Abi bana 100 lira verdi, ‘Git muayene ol, lisansını yaptır,’ dedi.”

Beykoz kalecisi Necmi bir Beşiktaş maçında sert bir şutu uçarak kurtarmış.
Beykoz’u o tarihte 30’lu ve 40’lı yıllarda “Voleci Şeref” lakabıyla ünlenmiş Beşiktaşlı futbolcu Şeref Görkey çalıştırıyordu. Genç Necmi yeni kulübünde ilk zamanlarda sıkıntı çekse de kısa sürede geçtiği Beykoz kalesini bir daha bırakmadı: “İşlemleri tamamladım, antrenmana geldim. Beykoz’un kalecileri Naylon Halil ve Sinan’dı. Sinan Beykoz’un çocuğu, öyle olunca Şeref Abi beni santrfor oynatıyordu. Fakat şut antrenmanı olunca kaleye geçiyordum. Bir Fener maçı oynadılar berabere bitti, sonra Beyoğluspor maçında yenildiler. O zaman Beykoz halkı benim için, ‘bu oynayacak’ dedi. Sonraki Beşiktaş maçında ben oynadım, Beykoz tarihinde ilk kez Beşiktaş’ı yendi. Beykoz’da ilk zamanlar yüzüme bakan yoktu. Evden idmanlara gitmek için Eminönü’nden Üsküdar’a geçer, oradan dolmuşa binerdim. Şeref Görkey Rumeli Caddesinde oturuyordu. Ne zaman iyi oynamaya başladım, beni taksiyle götürüp getirmeye başladı. O zaman İstanbul Erkek Lisesinde okuyordum ben. Çok zor bir mektep, antrenmanlar ve maçlar olunca on tane zayıf geldi. Onun üzerine yıllık 1.500 lira verip Sıraselviler’deki Yeni Koleje yazdırdılar beni. Şeref Görkey oradan beni taksiyle alıyordu. Birlikte Beykoz’a gidiyorduk, sonra birlikte dönüyorduk. Bazen de ben Yeniköy’e gider, oradan vapurla Beykoz’a geçerdim. O zaman Boğaz vapuru fabrikaya da uğrardı. Oradan vapurla Yeniköy’e geçip eve dönerdim.”

Bir Beykoz-Fenerbahçe maçı. Necmi Mutlu Fenerbahçeli Yüksel'in önünde topu kurtarıyor. Sağ tarafta
Fenerbahçeli Puşkaş Ergun ve Beykozlu Helvacı Hasan onu izliyorlar.
“Beykoz kulübünü Sümerbank kundura fabrikası ayakta tutuyordu. Fabrikanın Cevat Talay adlı bir müdürü vardı. Cevat Bey DP’liydi. Kulüpte başkan değildi ama fiilen o idare ediyordu. Ben kulüpten 150 lira aylık alıyordum. Fabrika da 250 lira veriyordu. Fabrikada DP üst düzey yöneticilerinin ayak kalıpları vardı, bunlara özel kundura yapılıyordu. Müdür bey bana da özel bir çanta yaptırmıştı, beni çok severdi.” Necmi Mutlu Beykoz’da üç sezon oynadıktan sonra küçük yaşlardan beri gönlünde olan Beşiktaş’a transfer oldu. Bu transferde fabrikanın müdürü Cevat Bey de etkin rol oynamıştı: “Beşiktaş’a gitmemi de müdür bey istemişti. ‘Sen artık Beykoz’u aştın,’ dedi. Hatta odasında uzun bir konuşma yaptı. Ben 5 vapuruyla dönerdim. Onunla konuşurken pencereden baktım, 5 vapuru gitti. Görüşmemiz bittikten sonra telefonla görevlileri çağırdı, ‘Motoru hazırlayın,’ dedi. Müdür beyin kullandığı motorla Yeniköy’e geçtim.”

Beşiktaş’a geçişi ilk zamanlarda aile içinde küçük bir gerginliğe yol açsa da olay kısa sürede tatlıya bağlanmış: “Ağabeyimin Karagümrüklü canciğer arkadaşları vardı. Ağabeyim vasıtasıyla bana haber göndermişler. Ben, ‘Beşiktaş’a gideceğim,’ dedim. Beni Karagümrük dışında Fenerbahçe ve Galatasaray da istemişti. Ama biz ailece Beşiktaşlıydık. Ağabeyim babama Beşiktaş’a gitmek istediğimi söylemiş. Babam rahmetli futbol düşkünüydü ama bir gün eve geldim, ‘Ne oldu senin transfer işleri?’ dedi. Ben Beşiktaş’a gitmek istediğimi söyleyince, ‘Ya Karagümrük’e gidersin ya da bu evden gidersin,’ dedi bana. Kapının arkasında asılı pardösüyü aldım, ‘Hadi eyvallah,’ deyip çıktım evden. Evin karşısında kahve vardı. Kahve sahibiyle canciğer arkadaşız, zaten hepsi çocukluktan arkadaşımdı. ‘Evden kovulduk,’ deyince, ‘Gel yukarıda oda boş,’ dedi. O gece orada yattım. Ertesi gün Rainbow otelinde kampa girdik. Ben moralim bozuk bir halde otele gelmiştim. Cevat Bey beni o halde görünce sordu. Ben durumu anlatınca bana çıkarıp bir mor binlik verdi, ‘Git Hilton Otelinde kal,’ dedi.  Kamp bitince mahalleye döndüm. Baktım babam kahvede bekliyor. ‘Gel eve, nereye istersen git. Madem senin gönlünde Beşiktaş var, oraya git,’ dedi.”
Share on Google Plus

About Semt Aşığı

This is a short description in the author block about the author. You edit it by entering text in the "Biographical Info" field in the user admin panel.
    Blogger Comment
    Facebook Comment

0 yorum:

Yorum Gönder