TBMM'ne sunulan önerilerin ortak kaygısı 5199 Sayılı Kanunun yeterli olmayışı yönündeydi.Bu kanunun en fazla eleştirilen yanı ise; "ŞÜPHELİ KUDUZ TEŞHİSİYLE" belediyelere sokak hayvanlarını zehirleme yetkisi verilmesidir.
Sokak köpeklerinin hızla çoğalmasının en önemli nedeni olarak da; gümrük kapılarımızdan ellerini kollarını sallayarak geçen hayvan tacirlerinin Pet Shoplarda satılması için getirdikleri köpeklerden, satılmayanlarının sokaklara bırakılması ve üremeleri sonucu çoğalmalarıdır" dendi.Avrupa Birliği ülkelerinde olduğu gibi; Pet Shoplarda hayvan satışına yasak getirilmesi istendi.
İşte bu gelişmeler yaşanırken; ertesi sabah biri Sibirya Kırması, diğerleri Çoban kırması vs. toplam 5 yetişkin köpek Paşabahçe Şişe Cam Parkı'nda zehirlenerek öldürülmüş olarak bulundu.Zehirlenen köpeklere en fazla üzülenler ise hiç kuşkusuz 24 saatlerini birlikte geçirdikleri en yakın dostları Garip Osman, Ciguli ve arkadaşları oldu.
Kim zehirledi bilinmiyor!
Daha önce de çok sayıda sokak köpeğinin zehirlenerek öldürüldüğü ilçemizde hayvanseverlerin aklına şu soru geliyor:
"Böylesine organize bir zehirleme olayını münferit olarak hiç bir hayvan düşmanı tek başına organize edemez".
Öyleyse bu cinayetler, köpekler için değil de insanlar için olsaydı ne yapmak gerekir diye düşünmeliyiz.
Örneğin bir veya bir kaç zalim kişi; eline veya ellerine zehirli yiyecek alsın ve çayır çayır insan arayarak elindeki zehirli yiyeceği onlara vermek için epeyi bir zaman geçirmiş olsun.
Bu uzun bir zaman demektir...
Bu sürelerde hem çayırlar çevresinde, hem caddelerde bulunan kameralardan bu canilerin tespiti kolaylıkla yapılabilir.
Beykoz Savcılığına suç duyurusunda bulunuyoruz.
Bu caniler engellenmezse, sokaklarımızda dostça yaşadığımız hayvanlarımız kalmayacak.
Ha bu arada; sokaklarda yaşayıp da hiç insan ısıran bir köpeğe rastladınız mı?
Niye ısırsın ki; o kadar salaklar mı?
Karınlarını doyurdukları ve güvenlik içinde yaşadıkları insanlara ait bölgelerde neden böyle bir aptallık yapsınlar?
gazetebeykoz / kofin
0 yorum:
Yorum Gönder