ELMAS DEDİK TENEKE ÇIKTI
Ergun ortakçı döneminde takım 1-0 veya 2-0 öne geçtiğinde savunmaya çekilir defans yaparak veya Cengiz han’ın sakatlanma numarası yaparak zaman geçirip galibiyetin üzerine yatmaya çalışırdı ama o dönem defansımızda Erhan, Özcan ve süper ligde rahatlıkla top oynayabilecek kalitede bir Hayati vardı. Ahmet Murat 2 yaş daha gençti buna rağmen Tokat, Çorum, Körfez maçlarında son dakikalarda yediğimiz gollerle şampiyonluğu kaçırdık ve Ergun hocadan nefret ettik. Bu takım 1.Lig’de (Bank Asya) bile şampiyonluğa oynar neden korkak oynatıyorsun diye tepkimizi gösterdik…
Derken Beykoz spor Kulübü tarihinde hiç beklenmedik bir gelişme oldu yönetim kurulu istifa edince; “Kulübü Yılmaz Vural mı alacak, belediyede mi kalacak, ne olacak halimiz?” diye düşünürken tüm tribünün sevdiği istediği başkan kulübü aldı hepimiz bayram havasına girdik. Tribün liderlerimiz “Artık hiçbir Beykozlu takımdan uzak kalmayacak, deplasmanlara da gidip statların kapılarından dönmeyeceğiz.”diye sevinirken bizde artık kulüp profesyonelce yönetilecek diye naralar attık, yakın arkadaşlarımıza bu sene kesin şampiyonuz Zeki Başkanla artık bizi kimse tutamaz diye attık tuttuk, çok inanmıştık.
Başkanın vizyonuna bakarak takımın başına kariyerli isim yapmış bir hoca geleceğini düşünürken, hiçbir kariyeri olmayan gittiği her takımı düşürmüş veya düşürmek üzereyken kovulmuş bir hoca getirildi eyvallah dedik hoca Beykozluydu. Kariyerinden çok Beykozluluğuna saygı duyduk ve o günkü gazete yorumlarına ve forumlara yazdıklarım şimdi beni haklı çıkardı. Bu hocayla olmaz Beykoz’umuzu taşıyabilecek güçte ve kariyerde değil yanlış tercih yazılarımı gazete yorumlarında ve forumlarda açıp açıp hala okuyor ve “ah be keşke haksız çıksaydım” diyorum.
Sakarya maçı; stat tıklım tıklım dolu 300 kadar Sakaryalı var 300 kişi 3000 kişiyi bastırıyor, tribünlerde çıt yok herkes Sakaryalıların marşlarını dinliyor çünkü karşı tribün açtırılamamış kemik tayfa 10 lira verip büyük tribüne girememiş, dışarıda kalmış ve tribün lideri cezalı. Sahada da durum çok farklı değil topçularına lisans çıkartamamış gençlerle oynayan belki de tarihinde bu kadar aciz yakalayabileceğin tek Sakarya takımına karşı çıkardığın kadro deplasman kadrosu, tek forvet çakılı 4 lü defans ve golü bulduktan sonra geriye yaslanıp skoru koruma korkusu. Yahu adamlar ayaklarında top tutamıyorlar 5 pas yapamıyorlar saldırsana 3 tane 4 tane atsana sen Beykozsun bir hedefin var böyle korkarak mı şampiyon olacağız? Neyse evimizdeki ilk maç dedik kaza dedik geçti gitti.
Telekom maçı; bilgisayar başında gözümüz monitörde nefes bile almadan bakıyoruz sanki maç TV den canlı yayınlanıyormuş gibi. (Neden tribünde değilsiniz diyenler için hatırlatalım maç Çarşamba iş-güç maalesef izin vermedi yerimiz alamadık.) Liderle oynuyoruz deplasmanda oynuyoruz ama takımımıza da güveniyoruz . Ekran yazısı değişiyor Beykoz hanesi ne 1 yazılıyor bütün tayfa birbirini arıyor ben demiştim işte alacağız maçı, ikinci golde hanemize yazılınca arayan arkadaşlarım; “İşte Ağabey yürüyerek şampiyon oluruz zaten bu gurup 2. ligin en kolay gurubu açık ara şampiyon olmamız lazım” diyerek şampiyonluğu kutlamaya başlıyorlar bile. Maçın son dakikaları bir gol yiyoruz ama önemli değil galibiz nasıl olsa, uzatma dakikaları oynanırken 2-2 oluyor, Antalya dan maçı takip eden bir arkadaşım arayıp; “Yine son dakikalarca faciaları ağabey n’olacak böyle ben çıkıyorum internetten” deyip çıkıyor bende beraberliğe üzülüp bir yandan da “Ya deplasmanda liderle oynadık boş ver 1 puanda iyidir”. Deyip çıkıyorum 2 dakika sonra çalan telefonumda 3-2 mağlup olduğumuz haberini alıyorum yıkılıyoruz.
Körfez Belediye maçı; öğreniyoruz ki Telekom maçında Elmas hocamız muhteşem “Takımı defans yaptırarak galibiyetin üzerine yatma” taktiğini uygulamış ve hakemlerinde yardımıyla aldığımız maçı Telekom’a hediye etmiş, hakeme saldırmış ve ceza alarak Ergun hocadan çok alışkın olduğumuz yanımızda tribünde maç izliyor. Tribünler bomboş karşı tribün açılmış ama tayfa girmiyor, Allah’tan körfezin seyircisi yok 10 kişi olsalar esir alacaklar stadı, herkes tiyatro izler edasında ancak ramazan olması nedeniyle çekirdek faslı başlamamış.
Kadro açıklanıyor çift forvet ismi okunduğunda(Hızır,Şafak) birbirimize bakıp çok atarız diyoruz. Maç başladığında durumun tamamen farklı olduğunu anlıyoruz, kendisinden gol beklediğimiz Hızır 10 dakika çırpınıyor uğraşıyor ama Körfez defansı içinde ezilip kayboluyor hazırlık maçlarının yıldızı Şafak topla bile buluşamıyor birden Hızır sağ açık oynamaya başlayıp Hüseyin ortaya geçiyor, zaten koşamayan Hüseyin birde kapalı Körfez savunması içinden top yapamayınca kaybolup gidiyor abuk sabuk ne olduğu belli olmayan bir taktikle saldırıp duruyoruz ancak bu saldırmalar bizim organize olup mantıklı ve isteyerek yapılan hücumlar değil tamamen Körfez takımının “Klasik deplasman takımıyız defans yapalım beraberlik iyidir” mantığından kaynaklanan hücumlar ilk yarı golü bulamıyoruz sağ taraf dökülüyor takımda sadece semih oynuyor ve Ahmet Hakan ruhuyla sahada kimse ne yaptığını nerde oynadığını bilmiyor. İkinci yarıda aynı şekilde başlıyor hani Güven niye oyunda değil Sakarya maçında son 10 dakika da bizi mest eden adam niye yedek. İşte tam zamanı bileği yumuşak ayağında top tutabilen futbolcu alsana oyuna derken hiç beğenmediğimiz Hızır golü buluyor. İşte o dakikalardan sonra takım yine geriye çekilip o tesadüfen attığımız bir golün arkasına sığınmaya çalışıyor gol beklediğimiz ayaklar Semih Şafak ve Hızır bir bir oyundan alınıp işin rengi alenen ortaya çıkıyor. Son 10 dk topla atak yapan Okan kimsenin orta saha çizgisini geçmediğini görünce topu Körfezli topçuya verip savunma yapmaya başlıyor.
25 senedir izlediğim takımımı hiçbir maçta bu kadar aciz durumda görmedim hatta Ergun hoca döneminde bile… Bu kadar kaliteli yoktan var edilerek, büyük özveri, emek ve inançla kurulmuş kadronun böyle kalitesiz bir hocanın ellerinde heba olup gitmesine izin vermeyin başkanım acil önlem almazsanız topçularına lisans çıkaramamış gençlerle oynayan bir sürü takımın içinde açık ara şampiyonluk beklerken düşmediğimize şükreder duruma geleceğiz. Önümüzde Türkiye kupası maçı var Güngören Belediye ile oynuyoruz, bu karaktersiz futbol mantığı ile tur atlamayı hiç ümit etmiyorum umarım bu defa haksız çıkarım.
Derken Beykoz spor Kulübü tarihinde hiç beklenmedik bir gelişme oldu yönetim kurulu istifa edince; “Kulübü Yılmaz Vural mı alacak, belediyede mi kalacak, ne olacak halimiz?” diye düşünürken tüm tribünün sevdiği istediği başkan kulübü aldı hepimiz bayram havasına girdik. Tribün liderlerimiz “Artık hiçbir Beykozlu takımdan uzak kalmayacak, deplasmanlara da gidip statların kapılarından dönmeyeceğiz.”diye sevinirken bizde artık kulüp profesyonelce yönetilecek diye naralar attık, yakın arkadaşlarımıza bu sene kesin şampiyonuz Zeki Başkanla artık bizi kimse tutamaz diye attık tuttuk, çok inanmıştık.
Başkanın vizyonuna bakarak takımın başına kariyerli isim yapmış bir hoca geleceğini düşünürken, hiçbir kariyeri olmayan gittiği her takımı düşürmüş veya düşürmek üzereyken kovulmuş bir hoca getirildi eyvallah dedik hoca Beykozluydu. Kariyerinden çok Beykozluluğuna saygı duyduk ve o günkü gazete yorumlarına ve forumlara yazdıklarım şimdi beni haklı çıkardı. Bu hocayla olmaz Beykoz’umuzu taşıyabilecek güçte ve kariyerde değil yanlış tercih yazılarımı gazete yorumlarında ve forumlarda açıp açıp hala okuyor ve “ah be keşke haksız çıksaydım” diyorum.
Sakarya maçı; stat tıklım tıklım dolu 300 kadar Sakaryalı var 300 kişi 3000 kişiyi bastırıyor, tribünlerde çıt yok herkes Sakaryalıların marşlarını dinliyor çünkü karşı tribün açtırılamamış kemik tayfa 10 lira verip büyük tribüne girememiş, dışarıda kalmış ve tribün lideri cezalı. Sahada da durum çok farklı değil topçularına lisans çıkartamamış gençlerle oynayan belki de tarihinde bu kadar aciz yakalayabileceğin tek Sakarya takımına karşı çıkardığın kadro deplasman kadrosu, tek forvet çakılı 4 lü defans ve golü bulduktan sonra geriye yaslanıp skoru koruma korkusu. Yahu adamlar ayaklarında top tutamıyorlar 5 pas yapamıyorlar saldırsana 3 tane 4 tane atsana sen Beykozsun bir hedefin var böyle korkarak mı şampiyon olacağız? Neyse evimizdeki ilk maç dedik kaza dedik geçti gitti.
Telekom maçı; bilgisayar başında gözümüz monitörde nefes bile almadan bakıyoruz sanki maç TV den canlı yayınlanıyormuş gibi. (Neden tribünde değilsiniz diyenler için hatırlatalım maç Çarşamba iş-güç maalesef izin vermedi yerimiz alamadık.) Liderle oynuyoruz deplasmanda oynuyoruz ama takımımıza da güveniyoruz . Ekran yazısı değişiyor Beykoz hanesi ne 1 yazılıyor bütün tayfa birbirini arıyor ben demiştim işte alacağız maçı, ikinci golde hanemize yazılınca arayan arkadaşlarım; “İşte Ağabey yürüyerek şampiyon oluruz zaten bu gurup 2. ligin en kolay gurubu açık ara şampiyon olmamız lazım” diyerek şampiyonluğu kutlamaya başlıyorlar bile. Maçın son dakikaları bir gol yiyoruz ama önemli değil galibiz nasıl olsa, uzatma dakikaları oynanırken 2-2 oluyor, Antalya dan maçı takip eden bir arkadaşım arayıp; “Yine son dakikalarca faciaları ağabey n’olacak böyle ben çıkıyorum internetten” deyip çıkıyor bende beraberliğe üzülüp bir yandan da “Ya deplasmanda liderle oynadık boş ver 1 puanda iyidir”. Deyip çıkıyorum 2 dakika sonra çalan telefonumda 3-2 mağlup olduğumuz haberini alıyorum yıkılıyoruz.
Körfez Belediye maçı; öğreniyoruz ki Telekom maçında Elmas hocamız muhteşem “Takımı defans yaptırarak galibiyetin üzerine yatma” taktiğini uygulamış ve hakemlerinde yardımıyla aldığımız maçı Telekom’a hediye etmiş, hakeme saldırmış ve ceza alarak Ergun hocadan çok alışkın olduğumuz yanımızda tribünde maç izliyor. Tribünler bomboş karşı tribün açılmış ama tayfa girmiyor, Allah’tan körfezin seyircisi yok 10 kişi olsalar esir alacaklar stadı, herkes tiyatro izler edasında ancak ramazan olması nedeniyle çekirdek faslı başlamamış.
Kadro açıklanıyor çift forvet ismi okunduğunda(Hızır,Şafak) birbirimize bakıp çok atarız diyoruz. Maç başladığında durumun tamamen farklı olduğunu anlıyoruz, kendisinden gol beklediğimiz Hızır 10 dakika çırpınıyor uğraşıyor ama Körfez defansı içinde ezilip kayboluyor hazırlık maçlarının yıldızı Şafak topla bile buluşamıyor birden Hızır sağ açık oynamaya başlayıp Hüseyin ortaya geçiyor, zaten koşamayan Hüseyin birde kapalı Körfez savunması içinden top yapamayınca kaybolup gidiyor abuk sabuk ne olduğu belli olmayan bir taktikle saldırıp duruyoruz ancak bu saldırmalar bizim organize olup mantıklı ve isteyerek yapılan hücumlar değil tamamen Körfez takımının “Klasik deplasman takımıyız defans yapalım beraberlik iyidir” mantığından kaynaklanan hücumlar ilk yarı golü bulamıyoruz sağ taraf dökülüyor takımda sadece semih oynuyor ve Ahmet Hakan ruhuyla sahada kimse ne yaptığını nerde oynadığını bilmiyor. İkinci yarıda aynı şekilde başlıyor hani Güven niye oyunda değil Sakarya maçında son 10 dakika da bizi mest eden adam niye yedek. İşte tam zamanı bileği yumuşak ayağında top tutabilen futbolcu alsana oyuna derken hiç beğenmediğimiz Hızır golü buluyor. İşte o dakikalardan sonra takım yine geriye çekilip o tesadüfen attığımız bir golün arkasına sığınmaya çalışıyor gol beklediğimiz ayaklar Semih Şafak ve Hızır bir bir oyundan alınıp işin rengi alenen ortaya çıkıyor. Son 10 dk topla atak yapan Okan kimsenin orta saha çizgisini geçmediğini görünce topu Körfezli topçuya verip savunma yapmaya başlıyor.
25 senedir izlediğim takımımı hiçbir maçta bu kadar aciz durumda görmedim hatta Ergun hoca döneminde bile… Bu kadar kaliteli yoktan var edilerek, büyük özveri, emek ve inançla kurulmuş kadronun böyle kalitesiz bir hocanın ellerinde heba olup gitmesine izin vermeyin başkanım acil önlem almazsanız topçularına lisans çıkaramamış gençlerle oynayan bir sürü takımın içinde açık ara şampiyonluk beklerken düşmediğimize şükreder duruma geleceğiz. Önümüzde Türkiye kupası maçı var Güngören Belediye ile oynuyoruz, bu karaktersiz futbol mantığı ile tur atlamayı hiç ümit etmiyorum umarım bu defa haksız çıkarım.
0 yorum:
Yorum Gönder